30 Ocak 2014 Perşembe

Sorun Şu: Fazla Sosyallik, Çok Akraba ve Çok Arkadaş...

Ben daha normal bir insan olabilirdim.. Evet bu kadarı fazla, çok fazla..

Günler günleri kovalarken Yasemin ne yapıyordu? Acaba neden kendine vakit ayıramıyordu? Şatatatatammmm.

Son 3 haftadır eve gelen misafirin haddi hesabı yok. Hemde Cuma-Cumartesi pas geçmeden. Kimler mi geldi?

1. Cuma: Kuzenler Emine ve Yeşim.. Emine'nin yakın arkadaşı evlenecek ve benden kıyafet bakacaktı. Bize geldikler yemek, içmek bol muhabbet şahaneydi. Elbise de buldu, fuşya elbisem yine giyildi, ne bereketli elbiseymiş yahu..  Kuzenlerime ölürüm!Kimselere vermem, değişmem.. Biriciklerim. Elbise de böyle bir şey. Alfa Beta Abiye'den..

1. Cumartesi: Hala kızı Dilek.. Halamın benim düğünüm esnasında çok çok hasta olması, düğünüme gelememesi ve yaklaşık 1 sene evvel onu kaybetmemizin ardından, Dilek nihayet bana hayırlı olsuna kahvaltıya geldi, uzun uzun oturduk..

2. Cuma: Arcan'ın arkadaşı Emrah geldi, uzun uzun sohbet muhabbet ve birlikte Kinect oynadılar. Neyse 1,5 gibi gitti hemencik yattım uyudum..

2. Cumartesi: Çocukluk arkadaşlarım Aylin ve Yasemin.. Aylin'in 2 yaşındaki güzel kızı Lal.. Çok güzel bir gündü, çok oturduk uzun uzun.. Mahalle arkadaşım ya top koşturmuştuk, şarkıcılık oynamıştık, ip atlamıştık.. Evet hepsini yaptık biz.. Onlarla yıllar sonra çay muhabbeti yapmak ne güzeldi..

3. Cuma: Ankara'dan teyzem geldi, annem ve buradaki teyzem.. Çaya geldiler ve bir önceki gece tabii ki 4 saat mutfakta geçirdim ben. İşten geldiğimde hiç bir şey yetiştiremem çünkü, pek mümkün değil.. Çok tatlılardı güzel güzel minnoş minnoş.. Canlarım onlar!

3. Cumartesi: Lale annemin arkadaşı geldi. Herkes şaşırıyor "nee kayınalidenin arkadaşını mı çağırdın?" :)) Hahaahaaa biz çok iyi anlaşıyoruz, maşallah diyelim hep birlikte :))


SOOOOO, Yorgunluktan bitik durumdayım! Bu hafta sonu kimse gelmicek, kimseyi çağırmadım. Ama durup dinleniyor muyum? Hayıııııııııııııııııııııırrr... Gelelim ikinci sorunsala...

Bu hafta sonu Elçin'in doğumgünü var, cumartesi, pazar için de taa geçen haftadan Dilşad ve Elif'le kahvaltı edeceğiz, eşli meşli, Anadolu Kavağı'nda, 8'inde Nihan'ın doğumgünü var, o da yemeli içmelibir organizasyon. Yani aslında benim tüm bunlara gitmeyip oturup ders çalışmam gerek.. Zaten hepsine mümkün değil Arcan'ı götüremem.. Hem madden hem ruhen biz o kadar organizasyonda olamayız... Ay kimi nasıl organize edeceğim hiç bir fikrim yok.. Bunalımdayım, fazla fazla fazla her şey fazla..

Gerçekten maddi yönünü halletsek bile Arcan'ı götüremem.. Ben giderim bayıla bayıl ama götüremem onu. Off Uyumlu ve herşeye oki diyen bir koca örneği var mı acaba dinlemek isterim, tanışmak imza almak falan isterim..

Çok bunaldım cıkır cıkır insanlardan, annemi ablamı abimi göremedim resmen.. Bana tripliler haklılarda.. Millet sadece aileyi görüyor bir iki de arkadaş..
Ben maşallaaahhh...

Off sosyal bir böceğim. Evet o benim..



PS. Bu da o güzel fuşya elbisem, giymeye doyamadım, giydim eskittim...










17 Ocak 2014 Cuma

Birikenler, Birikmişler, Birikimler

Aman benim canım bloğum sessiz sedasız kalmış, çorak toprağa dönmüş, neler birikmiş neler neler neleer...

Öncelikle okuldan başlayalım. Sanırım bitti.. Evet evet bitti.. Derslerimi aldım bitti. Şimdi doktoranın ilk aşaması için ohhh deme noktasındayım.. Tabii ki biliyorum bundan sonrası bir tık daha zor. Çünkü Nisan'da yeterliliğe gireceğim. Vay halime.. Çok okumam çok çok çok çalışmam gerek.. Yani hem kendimi, hem burayı daha fazla yemeye başlayacağım sevgili bloğum..

Haftanın en önemli diğer olayına da geçelim.. Ahh Pazar günkü kahvaltı.. Aylardır ayarlamaya çalışıtığımız çılgın Lise buluşması!! Lise arkadaşlarımı ara ara gördüm, bazılarıyla yılda bir iki kez görüşüyorum, +Facebook sağolsun herkesin hayatından haberdarım.. Sadece Alişan'ı liseden beri görmemiştim ki bu yaklaşık 12-13 yıl yapıyor.. Pazar günki buluşma yaklaşık 20 kişilik bir buluşmaydı. Çok güzeldi, çok eğlenceliydi sabah 11'den 3'e kadar birlikteydik.. 


Ama en çok özlediğim sanırım Semra ve Nihan oldu.. Semra benim en yakın arkadaşlarımdandı. Aslında nasıl biz yakın arkadaştık hiç anlamadım senelerce.. Çünkü o cadde kızı, markasız bir şey giymeyen, yediği içtiği bile farklı :), büyüme ortamımız desen apayrı, takıldığı arkadaşlar başka, ama biz hep yakındık, hep birbirimizi severdik, hep paylaşırdık... Ben Ege ve Okanlaydım, o başka tiplerle ama iyiydik biz kendi aramızda.. Sonra koptuk tabi ara ara haberleştik hatta bir-iki buluştuk ama olmadı.. Ben düğünüme çağırmadım onu.. Hakikaten bilerek değil, isteyerek asla değil ama unuttumm!! Bütün saçma sapan insanları çağırdım ve onu unuttum.. Sonra aklıma gelmişti ben niye Semra'yı çağırmadım dedim ama pazar günü tekrar sarılınca ona ve aynı yakınlığı görünce kafama dank etti.. Nasıl atladım ben onu, nasıl yaptım bunu, ondanda özür diledim, o da hiç bir şey demedi kuzum...

Nihan aynı, kokusu bile aynı canımın :) Kocasıyla gelmiş gudu gudu.. Yerim.. Mutlu oldum onu görünce..
Kahvaltı bitti vs. Tabii ki çılgın Semoş hemen bir whatsapp grubu kurdu ve şimdi sabah akşam mesajlaşıyoruz.. Bilmiyorum bu gaz ne kadar sürer ama çok mutlu oldum onlarla tekrar görüşünce..

Ee 7 sene.. Onlar benim çocukluğum, ilk gençliğim yıllardır görüşmesek bile ben onların ailelerini, detaylarını her şeylerini biliyorum onlarda benim, haftaya kız grubu yemek yiyeceğiz çünkü bize kahvaltı yetmedi..:))

Sanırım bu Whatsapp grubundan Duygu biraz muzdarip :)) Hahahaa kendisi akademisyen sonuçta, ona gelmez böyle cıvıklıklar, ara ara caz cuz yapıyor ama çok komik, alışacak kuzuuu :)))

Ve tabii ki beni şok eden sağlık sorunları.. Duygu'nun sağlık sorunlarını biliyorum, en azından takip ettim.. Ama Alişan'ın lenf kanseri ve Semra'nın başına gelenler beni oldukça şaşırttı ve arkadaşlarıma kıyamadığımı bir kez daha anladım.. Canlarım onlar benim.. 

Aybars yine aynı ... Ne boş.. Söz veripte yapmaz, güvenrisin fos çıkar, sanırım hep aynıydı ve hala aynı..
Candan'ın babası vefat etti geçen sabah, zaten kahvaltıyada babasının durumundan gelememişti..
Bunlar üzücü kısımları...

Şimdi sabah akşam mesajlaşarak devam etmekteyiz bakalım nasıl gider, ama bir sıcaklık var, çok iyi geldi, çok özlemişim geçmişi, tabii lise zamanları bana hep babamı hatırlatıyor. O vardı o zaman, sonra bir boşluk. Lise ile birlikte o da gitti.. Düşünüyorum da şimdi Semra'yı bulduğum gibi onu da bulsam ya yeniden, nasıl sarılırdım kimbilir.. Nasıl bırakamazdım hiç.. Düğünüme de gelmedi zaten..

:(


Not: Bu düzeltme 28.02.2014 tarihinde yazılmıştır. Semra'yı çağımışım ama gelmemiş. Facebook'tan ona özel mesaj atmışım. Hahahaha temizim!!





10 Ocak 2014 Cuma

Dostlar Görüldü, Duygular Depreşti

Dün ne güzeldi,
Neslihan'ı aylardır görmemiştim, Gizem İngiltere'den geldi ve hep birlikte Nişantaşı Cookshop'ta yemek yedik..

Çok özleyince dostlarını saatler nasıl geçmiş anlamıyorsun.. Pek bir cici muhabbet oldu.
Gizem süper, tezini bitirmek üzere..
Nesli de beli dışında iyi..

So, herkes iyi.. :))
Eve gider gitmez uyudum.
İki gündür eve gidip sadece uyuyorum. Böyle bir hal..

Bu akşam kuzenim benim dolabımdan elbise bakmaya gelecek. Yine düğünler, yeni düğünler :)))
Neyse benim düğün falan yok bu sene sanki rahatım ohhh :)

Şu an iş yerindeyim ama hem uyuklamakta hem de  bana verdikleri şu tatsız işi bitirememekten dolayı aslında pek bir sıkıntıdayım. Rüyamda bile şefimi görüyorum günlerdir, ay bu ne..

Ve sabah sabah Ege'nin Şebnem'inin babasına yazdığı doğumgünü mesajını okuyunca Facebook'tan, ağla ağla kendimi tutamadım.. Saat 7,30 civarı gerçekten Kadıköy'de motora koşarken hüngür şakır oldum.. İçim doldu, acıdı. Duyguların insanı ne halde ne şekilde yakalayacağı belli olmuyor.. İnsanlarda sanırım benim halime bakınca oldukça meraklanmışlardır. Bu pür makyaj kız sabah sabah neye ağlıyor diye..

Acılar var derinlerde, tak diye çıkıveriyor kontrolsüzce..

Ama yinede bugün bizim günümüz olsun, ee Cuma en sevdiğim...


8 Ocak 2014 Çarşamba

Çılgınca Çalışıyorum, Son Durumum Budur

Eevet arkadaşlar, ölümlerden ölüm beğenmekteyim..
Çılgınca çalışıyorum ve çılgınca yiyorum biri bana biri buna dur demeli..

Yeni yıl bana çalışmayla geldi, okuldaki son projeler, sunumlar ve işyerindeki abidik gubidik her işin beni bulması yordu, öldü, bitirdi beni...
Cumartesi-pazar dünkü sunumum için çalıştım, pazartesi işte çişimi tuttum resmen, çişe gidemedim işten su içemedim öyle bir gündü. Eve gittiğimde yorgunluktan uyudum ve kalkıp tekrar çalıştım. Neyse sunum iyi geçti de mutluyum, sonrasında kemençe dersim vardı ve sonrasında yemek yaptım çünkü günlerdir abuk subuk yiyorduk.

Ayyyy böööyle böööyle böööyleee.
Haftaya son sunum.
Bitse de gitsek, hayata baksak dimi?
Yoksa hayat bu muuu?

                              http://www.curver.com/gbr/design-innovation
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...