16 Haziran 2016 Perşembe

Hoş geldin Arda'm.. Hoşgeldin oğlum!

Bu benim mucizem..
Hep söylüyorum, benim hikayem, sanki sadece ben yaşamışcasına anneliği, özel benim için...

Arda doğalı aşağı yukarı 3 ay oldu.
3 aydır uykum, nefesim, bedenim ona ait.

Aslında ne yazılır nasıl anlatılır bilmiyorum.
Temmuz 2015'te öğrendim bebeğim olacağını, hem de Bodrum'da.. En sevdiğim yerde, en sevdiğim mavilerde..

O günden beri mucize diyorum kendisine. İçimdeki hücreye, onda atan kalbe, bendeki büyük hazineye, içimdeki denize, denizdeki balığıma..

İnsan inanamıyor bedeninin kuvvetine.
Kadının gücüne.
Bir minik göbek bağından bağlanmışız da, ayrılmaz olmuşuz..O benim canım olmuş! O rahmime düştüğünden beri dünya nüfusu 1'e düşmüş.. Her şey, herkes o olmuş...


Yüzümün şekli değişmiş, bakışlarım nurlanmış, cildim gerilmiş, içine pırıltılar konmuş sanki.

Göğüslerim top olmuş, süt kokmuş, mucize dolmuş.

Göbeğim artık göbek değilmiş kuzumun yuvası olmuş.

Bacaklarım genişlemiş, dünyanın tüm yüklerini taşır olmuş sanki..

Kollarım kocaman artık!

Aylarım şükürle geçmiş, gözlerim heep dolu doluymuş..

Derken gelmiş vuslat günü. 21 Mart 2016.. Günlerden pazartesi. Nevruz günü.. Baharın başlangıcı, çiçeklerin açışı, güneşin parlaması. Arda'm geldi o gün. Şükür şükür çok şükür...

Kafama çiçekler kondurdum ben oğlum...
Hep ağladım ben. Sulu sulu.
Şükür ettim ağladım.
İstedim ağladım.
Uykusuz kaldım ağladım.
Mucizeme ağladım.

Babası, ahh benim aklımın almadığı büyük sevgim! O da benim Hıdrellezim ya.. Bir 5 Mayıs günü doğmuş benim için. Omzuna koydum ya başımı.. Orada başladım bu sefer..

Ameliyatıma gidene kadar, durmadı heyecan, titredi çenem, gözlerimi kaçırdım herkesten. Korkuyormuşum, heyecanlıymışım, kaygılıymışım her şey olmuşum o an.

Dayısı, kocaman yürekli adam. Öptü elimi. Uğurladı beni.
Teyzesi, güç verdi her zamanki gibi.
Annemm.. Benden daha heyecanlı, şaşkın şaşkın...
Düğün gibi karşıladık onu. En sevdiklerimle, en yakınlarımla.. Kocaman aileyiz biz. Buna da bir şükür...


Geldi Arda. Kokladım kuzumu. Vuslatım oldu.
Adına Arda dedim aylar evvel. İyinin, doğrunun, insanlığın ardından gelsin diye.. Bilgelerin sözünü dinlesin, kendi süzgecinden geçirsin diye. Halef olsun, dürüstlüğü, güzelliği devralsın diye..


Şimdi uykuda özlüyor,
İçime çeke çeke kokluyor,
Tekrar içime sokmak istercesine sarılıyor,
Ağlamasına dayanamıyor,
Gülmesine aklım kayıyor,
Uykusuzluğumdan zevk alıyor,
Soğuyan yemeğim umrumda olmuyor,
En büyük bağımlılığım olan çayım olmadan da yaşayabiliyor,
Küçük fedakarlıkların büyük kahramanı ya da büyük fedakarlıkların küçük kahramanı olarak yaşıyorum.


Ablam Arda doğmadan bir dua etmişti.
Herkese uyumu, sakinliği annesine,
Ahlakı babasına,
Boyu posu, becerisi dayısına,
Fedakarlığı, askerliği anneannesine,
Hayat enerjisi babaannesine,
Çalışkanlığı dedesine benzesin dedi..

Benim babamı unutmuşuz ya duamızda.
Diğer dedesi Arda'nın gözlerinde geldi.. Bakışları sanki babam.. Bana armağan!

Hayatımda yaptığım her şeyi, beni ben yapan her şeyi rafa kaldırdım ben. Belkide hiç devam edemeyeceğim eski düzenime..

Anne mi oldum ben?
Hala inanamıyorum.

Şimdi başladı hayat bana. Sanki bu günler için gelmişim dünyaya. Öncesi yokmuş hayatımda. Sonrası hep bir merak..

Hep dua ettim.
Hep iyileri söyledim içinden. Tüm dualarıma birden.
Şimdi kocaman bir amin yeniden.
Amin.


Meraklısına:

Hamileliğimin başından beri normal doğum yapmak istemiştim. Bunun için onlarca pozitif doğum hikayesi okuyup, doğal doğum kitaplarının hepsini okudum. Ancak 5. ayımızda doktorumuz Gökmen İyigün plesentamın aşağıda olduğunu, yukarıya çıkmazsa normal doğumun imkansız olacağını belirtmişti. Üzülmedim, önemli olan ben ve bebeğin sağlığıydı tabii ki.. Ama bekleyeceğiz dedi, yukarı çıkacağını umuyorum diye beni teselli etti. Çıktı çıkmadı derken sonunda istenilen seviyeye ulaşılamadığı için sezeryan olmak zorunda kaldım. Sezeryan bence, zannımca, kanımca korkunç bir operasyon, normal doğum olaydı keşke ah keşke vah keşke! Ama neyse, bir şekilde sağlıkla geldi kuzum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...