17 Ocak 2014 Cuma

Birikenler, Birikmişler, Birikimler

Aman benim canım bloğum sessiz sedasız kalmış, çorak toprağa dönmüş, neler birikmiş neler neler neleer...

Öncelikle okuldan başlayalım. Sanırım bitti.. Evet evet bitti.. Derslerimi aldım bitti. Şimdi doktoranın ilk aşaması için ohhh deme noktasındayım.. Tabii ki biliyorum bundan sonrası bir tık daha zor. Çünkü Nisan'da yeterliliğe gireceğim. Vay halime.. Çok okumam çok çok çok çalışmam gerek.. Yani hem kendimi, hem burayı daha fazla yemeye başlayacağım sevgili bloğum..

Haftanın en önemli diğer olayına da geçelim.. Ahh Pazar günkü kahvaltı.. Aylardır ayarlamaya çalışıtığımız çılgın Lise buluşması!! Lise arkadaşlarımı ara ara gördüm, bazılarıyla yılda bir iki kez görüşüyorum, +Facebook sağolsun herkesin hayatından haberdarım.. Sadece Alişan'ı liseden beri görmemiştim ki bu yaklaşık 12-13 yıl yapıyor.. Pazar günki buluşma yaklaşık 20 kişilik bir buluşmaydı. Çok güzeldi, çok eğlenceliydi sabah 11'den 3'e kadar birlikteydik.. 


Ama en çok özlediğim sanırım Semra ve Nihan oldu.. Semra benim en yakın arkadaşlarımdandı. Aslında nasıl biz yakın arkadaştık hiç anlamadım senelerce.. Çünkü o cadde kızı, markasız bir şey giymeyen, yediği içtiği bile farklı :), büyüme ortamımız desen apayrı, takıldığı arkadaşlar başka, ama biz hep yakındık, hep birbirimizi severdik, hep paylaşırdık... Ben Ege ve Okanlaydım, o başka tiplerle ama iyiydik biz kendi aramızda.. Sonra koptuk tabi ara ara haberleştik hatta bir-iki buluştuk ama olmadı.. Ben düğünüme çağırmadım onu.. Hakikaten bilerek değil, isteyerek asla değil ama unuttumm!! Bütün saçma sapan insanları çağırdım ve onu unuttum.. Sonra aklıma gelmişti ben niye Semra'yı çağırmadım dedim ama pazar günü tekrar sarılınca ona ve aynı yakınlığı görünce kafama dank etti.. Nasıl atladım ben onu, nasıl yaptım bunu, ondanda özür diledim, o da hiç bir şey demedi kuzum...

Nihan aynı, kokusu bile aynı canımın :) Kocasıyla gelmiş gudu gudu.. Yerim.. Mutlu oldum onu görünce..
Kahvaltı bitti vs. Tabii ki çılgın Semoş hemen bir whatsapp grubu kurdu ve şimdi sabah akşam mesajlaşıyoruz.. Bilmiyorum bu gaz ne kadar sürer ama çok mutlu oldum onlarla tekrar görüşünce..

Ee 7 sene.. Onlar benim çocukluğum, ilk gençliğim yıllardır görüşmesek bile ben onların ailelerini, detaylarını her şeylerini biliyorum onlarda benim, haftaya kız grubu yemek yiyeceğiz çünkü bize kahvaltı yetmedi..:))

Sanırım bu Whatsapp grubundan Duygu biraz muzdarip :)) Hahahaa kendisi akademisyen sonuçta, ona gelmez böyle cıvıklıklar, ara ara caz cuz yapıyor ama çok komik, alışacak kuzuuu :)))

Ve tabii ki beni şok eden sağlık sorunları.. Duygu'nun sağlık sorunlarını biliyorum, en azından takip ettim.. Ama Alişan'ın lenf kanseri ve Semra'nın başına gelenler beni oldukça şaşırttı ve arkadaşlarıma kıyamadığımı bir kez daha anladım.. Canlarım onlar benim.. 

Aybars yine aynı ... Ne boş.. Söz veripte yapmaz, güvenrisin fos çıkar, sanırım hep aynıydı ve hala aynı..
Candan'ın babası vefat etti geçen sabah, zaten kahvaltıyada babasının durumundan gelememişti..
Bunlar üzücü kısımları...

Şimdi sabah akşam mesajlaşarak devam etmekteyiz bakalım nasıl gider, ama bir sıcaklık var, çok iyi geldi, çok özlemişim geçmişi, tabii lise zamanları bana hep babamı hatırlatıyor. O vardı o zaman, sonra bir boşluk. Lise ile birlikte o da gitti.. Düşünüyorum da şimdi Semra'yı bulduğum gibi onu da bulsam ya yeniden, nasıl sarılırdım kimbilir.. Nasıl bırakamazdım hiç.. Düğünüme de gelmedi zaten..

:(


Not: Bu düzeltme 28.02.2014 tarihinde yazılmıştır. Semra'yı çağımışım ama gelmemiş. Facebook'tan ona özel mesaj atmışım. Hahahaha temizim!!





3 yorum:

  1. Lise arkadaşlıkları ne güzeldir, hiç değişmeyen dostluklar hep liseden kalma. Çok sevindim senin adına, bende çok özledim o ortamlarımızı. Şimdi herkes bir köşede, kimsecikler kalmadı. Sen şanslıymışsın bak, bir sürü güzel dostun var. Umarım hep böyle devam eder...
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. Benim canım, çocukluluğum, uçuk ve havayi dönemlerimin yegane şahitlerinden biri Yaso'm :)
    Bu kahvaltıya az kalsın gelemiyordum (griptim hatırlarsan ve Bodrum'daydım) sonra İstanbul'a döndüm ve düşündüm gitmeliyim dedim. Kimbilir, bir daha ne zaman gerçekleşecek bir programdı. Bugüne kadar bile kaç kere organize olunabilinmişti ki ? Evet gittim iyiki gitmişim. Çok özlemişim. Özellikle 3'ünüzü. Yaso'm, Duygu'm ve Nihan'ım...Bu 3 kişinin yeri hep farklıydı zaten..
    Oraya gittiğimde herkez gelmişti, ben geldiğimle hepsiyle gözgöze geldik önce uzaktan daha sonra sarıldık ve nerdeyse hep kendi aramızda konuştuk. Lakin ben tabi başka hayatları merakımdan arada kalkıp başkalarıyla oturduk ama özünde hep biz keni kendimize konuştuk..Eve döndüm çok özlemişim ve doğru hemen whatspp grubu kurdum. Ordan sürekli haberleşiyoruz. Tabiki herkezin ayrı bir hayatı var Nihan ve Yaso evli olduğundan sorumlulukları daha fazla. Bekar sap olarak benle Duygu'nun da kendi çapında yoğunlukları var lakin tabi Duygu'nun benimkinden daha ağar hayatı. Bunuda sölemeden geçemeyeceğim. Haksızlık olmasın minnoşuma :) Bugün bu yazıyı yazdım çünkü anca blogu şimdi okuyorum biliyorum çok ayıp ama ne yapayım yani baştan okumak istedim. Şuan işteyim ve yoğunluk olmadığından 2013 ilk yazısından okumaya başladım. Bugün diyordum bugün 25 Temmuz yani buluşmamızın üstünden 6 ay geçti. Merak edenlere duyurulur o whatspp grubu hala devam ediyor yoğunluk durumuna göre tabi yazışıyoruz. İlk günlerin gazı yok, hayırrr hevesimiz kaçmadı lakin ben işe başladım bu yüzden mesajlaşma trafiği anca biri dürtüklerse oluyor. İşim yokken ben çok dürtüklüyordum ve cevap veriyorlardı. Şimdi eskiye göre az konuşsakda yinede hayatlarımızdaki önemli olayların ana başlıklarına hakimiz. Hatta grup o kadar ağırlaştı ki, silip tekrar açtım. Tabi bunda en çok sevinen başta Nihan'dır herhalde nede olsa son model Samsung telefonu watspptan kitleniyordu :) Duygu ise yine silence (sessizlik) moduna almıştır bildirim sesini :) O sevmez pek bılı bılı öten watspı :))) Ayrıca blogu okuyanlar için Yaso'nun nikahına gitmeme duruma bir yorumda bulunmak istiyorum. Yaso yazarken masada nikaha çağırmayı unuttuğu için benden özür dilediğini, benim ise sustuğumu yazmış. Okuyanlar bunun, benim bilerek sustuğumu gerçeği bilerek sakladığımı (yani Yaso'nun aslında çağırdığını ama benim gelmediğimi farketmediğini söylememem) düşünebilir. Fakat ben orda Yaso'nun beni çağırıp çağırmadını düşünüyodum hala. Bende hatırlamıyodum ki. hehe. O sıralar bende de sağlık sorunları vardı sonra Yaso beni çağırdığını ve nasıl olduğunu anlatınca hatırladım. Ama durumumdan dolayı gelmedim yani. O dönemler bayağı zordu neyse şimdi geçti çok şükür. Ama zaten facebooktan davette hiç görmedim iyikide gitmemişim :))))
    Neyse blogger gibi yorum yazdığımın farkındayım ama ne yapayım hakkımda bir şeyler yazılmış ve ben okudum çok bir hoşuma gitti. Biyografimi falan mı yazdırsam? İçinde arkadaşlarımın benimle ilgili anlattıkları, anılar falanda olur.. Süper fikir :))
    Özetle; Sizleri çok özlemişim, çocukluğumdaki gibi temizsiniz,doğrusunuz. Bu hayatın acımasızlıkları, hırsları, kıskançlıkları sizleri değiştirmemiş. Arkadaş dediklerimden daha arkadaş daha dostsunuz.. Sizi çook seviyorum Minnolarım benim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim ne güzel yazmışsın! İyi ki varsın :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...