Bu cumartesi..
Ne şahane!
Evdeyim aylar sonra.
Yağmur yağıyor aylar sonra..
Ben kahvemi yudumlarken şahane ezgiler kulağımda..
Ohh şükür ediyorum yani anlayacağın.
Sende şükür et hayata.
Mutlaka vardır çevrende güzel şeyler.
Sarıl onlara..
Akşama kuzenim Cansel'in düğünü var.
Şimdi ona hazırlanmadan bir kaç saat çalışsam iyi olur diye odamdayım.
Ama paylaşmadan edemediğim, not almazsam olmaz dediklerim var. Ondan buraya bu telaş!
Evden blog yazmanın özgürlüğünü kullanarak..
Yani işyerinde youtube falan açılmadığından, oldukça kısıtlı zamanlarda ara ara yazarak yazıları tamamladığımdan şimdi biraz daha rahatım.
Biraz benden şarkılar olsun.
Çok çeşitli şeyler dinlerim ben.
Klasik Türk Musikisi'nden Jazz'a kadar her güzeli, her iyi işi..
Şimdi yağmur, kahve, çalışma demişken..
Ta P'tite Flamme- Amelie-Les Crayons: Yumuşacık...
Martha Wainwright-La foule: Biraz Paris.. Biraz Kahve...
Madeline Peyroux-Dance Me To The End Of Love: Gözlerini kapat...
Ve Haruki Murakami İmkansızın Şarkısı'nı okurken ben.
Daha başından beni esir alan cümleler..
"Çünkü ben, olayları, sözcüklere dökmedikçe anlayamayan o yeteneksiz insan türündenim..
Sonunda anlıyorum, biliyorum ki ancak ve ancak eksik kalmış düşünceler ve anılar eksik diye tanımlanan cümlelere gelio oturabilir...
Ölüm yaşamın karşıtı olarak değil parçası olarak vardır..."
Çok keyifli hafta sonları.
Hemde herkese!
Hayatından şükredeceğin şeyler eksilmesin Yasemin...
YanıtlaSilAmin Gamzeciğim, hepimizin!
SilKelimelerin ve şarkıların çok çok iyi geldi hep böyle güzel devam etsin.
YanıtlaSilSağol Meltemciğim, seninkiler de!:)
Sil"Ölümün yaşamın sonu değil bir parçası olduğunu öğrenmiştim.
YanıtlaSilDoğruydu bu. Yaşayarak ölümü besliyoruz.."
Beslemek zorundayız.. Aynı şey işte..
Sil