27 Ekim 2014 Pazartesi

Bir Adım Daha İleri...

Kuzular, zuzular..

Evet 1. yılımızı da devirdik. Şimdi yeni yazın zamanı, yazıların, yazının.

Sondan başlayalım, zaten mümkünse orada kalalım başka bir şey olmadı çünkü..

Cuma günü hepinizin bildiği üzere jürim vardı. Tez öneri jürim. Tezimi önerdim. Yani aslında tez demeye bin şahit ister şu an, bir kompozisyon yazdım gittim diyelim. İyi geçti demek istiyorum, çünkü Erdem'e anlatınca detaylı, senin ki iyi geçmiş ana fikrine sahip çıkmışlar, sevmişler onu dedi.
Evet ana fikrime sahip çıktılar sağolsunlar, ben konuyu biraz romantikleştirmiştim kendimce eğleneyim diye, insan demiştim, insanın mekanla tarihle ilişkisini kurmalıyız demiştim. Hayır dediler, kestiler romantizmimi, bilim insanı ol, çarptırma suratına bir tane dediler.. Ortada kent kaldı.. Kent. Kentsellik. Kentler..

Tam 2,5 saat sürdü. Ben sunum yaptım yarım saatinde, sonra 2 saat onlar konuştu. Yazdım konuştuklarını, çok yazdım, çok çok çok...

Sonra çıkışta Gizem aldı beni. O da bu hafta doktorasını vermiş, rahatlamış, çok mutlu mutlu beni aldı, sırtıma şaplak attı geçmiş olsun dedi. :)) Attı dimi? Attı, hayal dünyamda attı.

Sonra Can'a gittim ben. Beni çağırmıştı köfte, şaka annesi şeetti, gelin dedi. çok özlemişim gittin sevdim, oynadık, konuştuk ama sanırım yorgundum ben o gün. Biraz yorgun biraz mızmız, masada kalakaldık. Ne güzel sohbetti yahu, bölünse de arada, güzeldi Nesli, Esra, Melike, Gizem, Can bebe and me.

Gecenin bir körü arabayla gitmemiş olmamanın büyük pişmanlığını yaşadım. Malum yorgundum, malum geceydi.. Nesli bizi Zincirlikuyu metrobüse bıraktığında, azıcık bir gerçekten azıcık bir yürüme mesafesi vardı metroüse inen merdivene. Esra ile ikimizdik ve adamın biri yanaştı tam dibimize. Çocuk yani genç. Orta genç Adam değil. Biz eltiler gibi Esra ile kol kola girmişken, gelip yanımıza korkuyor musunuz, kızlar, biraz konuşalım, zaten birazdan bağıracaksınız gibi acayip şeyler söyledi, bizimle yürüdü, detayları geçiyorum. Allahım çok korktum, kaç saniye kaç dakika yürüdü bizimle bilmiyorum, ama söylediği sözler, tipi hali, Allah korudu diyelim!

Hafta sonu ise ben yokken evde aklen, ruhen... Ev almış yürümüş.. Kışlığıydı, yazlığıydı, sazlığıydı... Öff.. Ev işleri again!

Şimdi işe geldim. rahat mıyım? Evet daha iyi.
Kafam boş mu? Oh şükür..
Bir daha ki jüriye 8 ay kadar var.
Sızlanmayıp, söylenmeyelim o zaman bir süre daha.


Bu papatyalarla da nokta.. :)

4 yorum:

  1. Haydi geçmiş olsun, üzerinden bir yük kalkmıştır.

    Gece gece ucuz atlatmışsınız, böyle zamanlarda judo tekvando bir şey bilsem diye düşünürüm hep..

    Papatyalar nasıl güzel geldi:)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler Handan, gerçekten küçük bir es verdim, bir oh dedim. Ama süreç uzun ve devam ediyor..
    Aynen eve gelince düşündüm, dövüş tekniklerini bilmek lazım bu memlekette..

    YanıtlaSil
  3. Geçmiş olsun, stres bitti sonunda :)
    Bu arada papatyalara bayıldım...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...