10 Ekim 2014 Cuma

Sıkıntılı Günlerde Ben, Kolera Günlerinde Aşk mıydı neydi?

Bir cuma gecesi, çalışma odamda, loş ışığım, Maria Callas Madame Butterfly dinlerken nasıl bir yazı çıkar?
Romantik, hoş, beş, ses, seş değil mi?
No..

Sondaan mı başlasam, en son yazımdan bugüne ne yaptığımı mı yazsam? Arayan soran, neden yazmıyorsun minnoş kediciğim, gıdı gıdı diyen demeyen herkes için yazıyorum.

Buralara havalı bir bayram yazısı yazıp, fıttırı fıttırı ilk gün ziyaretler ikinci gün gezmeler üç ve dört evde tez öneri jürime hazırlanırım derken, evet tüm bunları derken ben akşırık, tıksırık doğru kelimesi hapşırık yatak döşek yattım. Bayramın ilk günü kurbanlık koyunlar misali gözümü açamadım, kafamı taşıyamadım. Bir üşütme bir saçmalama hali, yok yani kıpırdayamıyorum, odamdan salona gidemedim ve hep anneme gitmeyi hayal ettim. evet bütün gün duygusala bağladım, ama annem, ama bayram, ama herkes mutlu triplerinde Çiko'ya bağlayıp yattım..

Arcan'cığımda her zamanki gibi ben hasta olduğumda hasta oldu. Yani ona hep bir şeyler oluyor. Bu işin komik kısmı, bir yandan ben bağırıyorum aaaayyy ölüyoooruuummm diye, bir yandan oo aaayyy sırtım tutuldu tadında. Kız ekip size söylüyorum kadın hasta olunca adamlara bir şey oluyor. Onlar kadının hasta olmasını asla istemiyorlar. Asla, never ever da ingilizcesi..

Sonra ikinci gün bir enerji bulup anneme gittim, gittik bize baksın diye. Zaten misafirlerin en üst seviyede olduğu gün o gündü, ama ben bir mutlu, bir bayram havası elimde tualet kağıdı, nasıl buldumcuk oldum, herkese sarıldım, herkesi çok sevdim çook, bayram 2. gün geldi bana, hoş geldi, bir daha bayramın önünden
arkasından kötü söylersem duvara yapışayım, amin!

Sonra 3.-4 hastalık hali devam ama azaldı tabi, kendime baktım ıhlamurlar, pastiller, nezle ilaçları..vs. Neyse elimdeki tualet kağıdından kurtularak, yatışlara devam ettim.

Ve çarşamba sabahı tabii ki doktorda buldum kendimi. Nolur beni iyileştir, çok mutsuzum ben be doktor amcacığım dedim. 3 gün rapor verdi, ilaçlar, milaçlar...

İşte o çarşamba, 8 Ekim bizim evlilik yıldönümümüz.. Ay amooorr! Merkürün rötarda olduğu, Terazi burcunda dolunayın gerçekleştiği, canım ablacığım, astroloğumuz Gamze Özşahin'in deyimiyle "İlişkilerde keskin dönemeçler, gökyüzünde tutulma sırasındaki dinamikler, öncü burçlarda zorlayıcı T-Kare açı, eril ve dişil yönlerimizle, zıt taraflarımıza karşı uyum ve işbirliği içinde yaşamak üzere bu kutupsallığı deneyimliyoruz". Evet biz o günün tümünde bayağı bir şey deneyimledik.. O ne gündü ya.. Bir daha tövbe ediym, ediymde neye ediym, yıldızlar etsin, benim evlilik yıldönümümü rahat bıraksınlar.. İşte öyle gayet aksiliklerin üstüste olduğu bir gündü..

Ama dün, bugün öyle mi? Hayat durdu, sular duruldu, biz yine minnoş...
Ah alacağın olsun Merkür ve Dolunay!

Dün ve bugün ise tez öneri jürimin günü kesinleşti ve ben hasta halimle çalışma odamdan çıkmayarak, formumu, raporumu dolduruyorum. Yani önereceğim tez konumun amaç-kapsam-yöntem-içerik kısmıyla ilgili son rötuşlarımı atıyorum. 2 haftam var bu işin üstesinden gelebilmek için. Yani çalışıyorum. Yani evimdeyim. Yani çok yoğunum. Yani ondan sessizliğim.

Birde olan biten acayip canımı sıkıyor. Gerçekten. Ne şanssız, ne bahtsız, ne berbat bir döneme tanıklık ediyoruz, yeter! diye serzenişlerde bulunuyorum..
Hay bin kunduz!
Halt var savaşta..

Maria Callas'tan bir parça dinledim diye bu yazıya damgasını vurmasını istemiyorum. Asıl ben günlerdir Tatyos Efendi dinliyorum. Hem çalışırken hem başka işler yaparken. Uşşak makamı dinlemeye çalışıyorum, öğrenmeye çalışıyorum. Örtmenim nur Mahinur hocam bana Uşşak Peşrev ödevi verdi Tatyos Efendi'den.. Benimde kulağım uşşak makamına alışık olmadığından kendime play list hazırladım. Dedim kiiii, çok dinle hep dinle, kulağın alışsın Yani hocam dedi sonra ben kendime dedim. Öyle oldu.

Ama 3-4 gün uşşak yerine hicazları sıralayıp dinlediğim için, çalıştığım eserle yaptığım playlistin ortaklığını bulmak için epey yordum kulağımı, tabii ki sonra durumu fark edip düzelttim. Ayy işte böyle beynimde bişiler uçuşuyor bende bilgi sanıyorum. Yine şapşaldım yine şapşal.

İşte çalıştığım eserin minik bir kaydı.

Tatyos Efendi-Uşşak Peşrev

Sevenler sevmeyenlere sevdirsin o halde. Şimdi dağılın. Bu kadar.


8 yorum:

  1. Yasemin yani bu kadar badireli ve sıkıntılı durumu ancak senin gibi biri böyle tiye alarak anlatır.Okurken tam ah vah diyecem bi laf ediyosun yüzümde bir gülümse :) Çok geçmiş olsun canım, umarım en kısa zamanda iyileşirsin.Bu arada Kasım da mı ne güneş tutulması olacakmış.O da etkileyecekmiş ilişkileri :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım, gerçekten ben bu ay tutulması, Merkür kavurması, Güneşin sıkıntısı vs. beni darmaduman ediyor.
      Neyse bu hafta olumlu enerjiler varmış, kih kih :)))

      Sil
  2. oy çok geçmiş olsun:( biliyor musun ben de evde biri hasta oldu mu anında hasta oluyorum ve sızlanıyorum:) insana hastalığı bile burnundan getiriyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fenasın Yeliz :)) Yapma öyle, bırak rahat yaşasın insanlar hastalıklarını :)))

      Sil
  3. Peşrevle zamanda yolculuk yaptım. Hemen şu udumu tamir ettirip notalarımla barışmalıyım. Evet evet öyle yapmalıyım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa lütfen barış? Ne ile meşgulüz? Enstrüman var mı?

      Sil
    2. Ah, bana babam öğretmişti ud çalmayı, bir sene üniversite korosunda çaldım. Yıllar var elime almadım udu. Çatlamış evden eve dolaşırken, yaptırmam gerek:-)

      Sil
    3. Yaaa ne büyük kıymeti ne büyük değer! Ben sazlardan en zoruyla, klasik kemençeyle uğraşıyorum yıllar var, çok emek istiyor... Geri dön Handan geri dön, çocuğuna da bırakacağın en büyük miras!

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...