25 Aralık 2014 Perşembe

Beyhan Murphy ile Gül'ün hikayesi "Güldestan"

Geçtiğimiz akşam ailecek İstanbul Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu'nun sahnelediği Güldestan adlı gösteriye gittik.

Güldestan 10 sene evvel yani 2004 yılında ilk olarak sahneye konulmuş, Atatürk Kültür Merkezi'nde gösterime başlamış bir anlatı. İsmiyle hikaye birebir. Gül'ün destanı.. Aslında hakkında biraz araştırma yapılacak olursa "tasavvufi bir aşk hikayesi"ni anlatıyor deniliyor. Gül'ün tasavvuf anlamından yola çıkarak "aşk", "birlik", "çokluk", "gönül" gibi anlamlarını da içeriyor.

Reji ve Kareografi Beyhan Murphy'e ait. Beyhan Murphy ile ilgili internette onlarca yazı var. Hemen kısa bir ziyaret için tık tık.. İşin teknik kısmı, yani dansçılar, yani sahne-dekor-kostüm, yani müzikler ve diğerleri en önemli kısmı. Ama burada tek tek isim yazmak istemiyorum. Tüm sanatçılar için DOB 'un sitesine ulaşabilirsiniz.

Güldestan'ın müzikleri Mercan Dede'ye ait. Mercan Dede ve Beyhan Murphy ortaklığı Güldestan projesinden önce "Seyahatname" ve "Şehir Ormanla" devam etti..Güldestan sanırım birlikteliklerinin son ürünü. Oyun içinde de canlı olarak keman, viyolonsel, klarnet, kanun ve vurmalı sazlar da seyircinin gözleri önünde.





Güldestan Evliya Çelebi Seyahatname'si, Orhan Pamuk'un eserleri, Osmanlı'nın izleri, modern dünyanın örüntüleriyle karışık bir derleme. Aslında tüm sahneler kişinin kendi içsel yolculuğuna eşlik eder nitelikte.. Çoğu insanın gördüğü aynı olsa da, geçtiği yollar farklı...

Gül-i Sefer sahnesiyle başlayan gösteri, canlı müzikli bir pasajla devam etti. Her seferinde müzik pasajları değişiyor mu bilmem ama bizim ilk solo müzik dinletimiz Üsküdar'a gider iken adlı eser ile oldu..

Güldeste sahnesi, kadının, erkeğin hem hiç olmadığı hem de çok net altının çizildiği bir sahneydi benim nezdimde. Sahne kostümleri siyah beyaz hazırlanmıştı. Bir yanda ölüm, bir yanda hayat vardı belki de..

Ve birinci perdenin en beğendiğim sahnesi, "Gülendam (Cafe de Nar)" Erkek Dansçıların rengarenk kostümlerle geldiği sahne, modern yaşantıda ki bir cafe yi belki de bir kahvehaneyi anlatan en eğlenceli dans sahnesiydi. Erkekler arasında çıkan kavga bu kadar mı estetik olabilir! Şaştım da kaldım, kaldım da gözlerimi alamadım. :)

Gülendam Sahnesi

İlk perde yaklaşık 40 dakika sürüyor ama zaman o kadar güzel ve hızlı geçiyor ki, gözünüzü sahneden alamıyorsunuz. Yani ben alamadım. Bir dans ki özgürlüğe uçan. Çok yerlerinde olmak istedim dansçıların. Öyle özgürce...



İkinci perde Gülzar-ı Fena (fırtına) sahnesi. Beni etkileyen sahnelerden bir tanesi.
Aslında tabii ki foto ve kayıt almak yasak. Ama dayanamadım çektim bir kaç resim..
El işi yorganlarla dansçıların gökyüzündeki bir fırtına anını anlatması, o kuş sesleri, karga halleri çok yaratıcıydı. Derken sahneye bir kadın sesi düştü. Meltem Cumbul.. Orhan Pamuk'un Öteki Renkler adlı eserinden bir pasaj okudu ve fırtınanın tam da ortasına düştü..


Ve sahnede Meltem Cumbul..

"Fırtına.. Böyle zamanlarda yalnız tek bir dünya olduğunu anlamakla kalmıyor, hepimizin tek ve aynı hayatı yaşamakta olduğunu da sezmeye başlıyoruz"


Gülzar-ı Beka (divaneler) sahnesi sonrasında çok akıcı bir şekilde Gülgeşt (Çelebiler) sahnesi geldi. Osmanlı döneminden esinlenen bölümde ki dansları anlatmaya kelimelerim yok! Yok gerçekten..
Ve sahneye Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden bir pasaj okuyan Muhteşem Süleyman düştü.. Tabii ki Halit Ergenç'ten bahsediyorum..

Güldestan'da arkada Ara Güler'in fotoğraflarına da yer verildi


"Evvela hak-i İstanbol çelebisi, zairf ve pür-marifet, ve müsannif ve müellif sahibi tab, güzeli ayırd eden, reşit ve haluk, halim ve selim kimesne olurlar."


Sahnenin pik yaptığı nokta da Halit Ergenç Modern Dans Topluluğuyla hareketlenerek dans ediyor.
Ve alkış kıyamet..
Seyirci o adamı seviyor, çok sevmiş anladım...


Gül goncasının gülşe-i destar senindir gel ey gül-i ra'na (Nedim)




Ve son sahne..
Sırf bu sahne için bile gidilir bu gösteriye.
Gül-i nefes...

Gülün gonca hali.
Açmış yaprak hali.
Gülün gerçek destanı..
Gülün aşkı..
Gülün vuslatı...
Tüylerim diken diken, gözlerim dolu dolu...

Ben çok etkilendim. 10 sene önce yarattığı etkiyi düşünemiyorum! Kostümleri, müzikleri, dansları ve koreografisiyle Güldestan çok gidilebilir, en gidilebilir, gidilsin gidilsin listesinde çok üstlerde.
Seyahatname'den de çok etkilenmiştim zamanında..

İkisini de bu sezon oynuyorlar diye biliyorum.
İstanbuldaysanız kaçırmayın, şehrinize gelirse hemen bilet alın!
Bence tabii.
Yani ben sevdim.
Çok başka!
Devlet Opera ve Balesi



10 yorum:

  1. Harika... gidip görmek istedim :)

    YanıtlaSil
  2. O kadar ballandırarak anlatmışsın ki resmen canım çekti :) en kısa zamanda görmem lazmmmm

    YanıtlaSil
  3. Öyle güzel anlatmışsınız ki resimlerle çok etkilendim.
    İstanbuldayım vede kaçırmak istemem asla.
    Adres de vermeniz nasıl bir güzellik olmuş anlatamam.Çok teşekkürler.

    Bu arada blog kesif etkinliğinde gördüm adresinizi tam benlik deyip koşup geldim:)
    Takibede aldım tabi ilgiyle izleyeceğim:)
    Banada beklerim mutlaka.
    Sevgilerimle..
    Hobium.blogspot.com.tr

    Instagram: @tastablolar

    YanıtlaSil
  4. merhaba bloğunuzu blog keşif etkinliğinde gördüm çok beğendim :) bende bekliyorum http://mavimsitatlar.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  5. Merhaba keşif etkinliğinden geliyorum banada beklerim :)

    YanıtlaSil
  6. Sanat ile alakalı bu güzel paylaşımınız için bir sanatsever olarak öncelikle çok teşekkür ediyorum. İnsanların sanat ile daha fazla buluşması bunun gibi güzel yazıları daha fazla görmeyi temenni ediyorum. Umarım sanata daha fazla önem veren bir toplum olacağız. Yakın bir zamanda galataport da İstanbul Modern açılacakmış, heyecanla açılmasını bekliyorum. Tüm sanatseverler için karaköy'ün güzelliklerini daha fazla görme şansı yakalayacakları için gerçekten çok heyecanlıyım. Umarım yakın bir zamanda görme şansı buluruz. https://www.galataport.com/tr/istanbul-modern-in-yeni-muze-binasi-icin-imzalar-atildi

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...