Alabildiğine yürümek.
Sürekli yürümek istiyorum, bacaklarım ağrıyana kadar.
O parkı geçmek, binaları geçmek, sıkışmış arabaları da geçmek istiyorum.
Kendi gücümle, kendi isteğimle.
Kulağımda en sevdiğim müzikler olsun, sonra olmasın.
Arada bir şeyler yesem de olur, elimde su şişesi kesin olmalı.
Yürümek özgürlük değil mi?
O özgürlük neden insanın istediği zamanda yapamadığı oluyor.
O zaman nasıl bu özgürlük.
Kim demiş adına özgürlük diye.
Neyse.
Ancak ellerimiz klavye üstünde alabildiğine yürür bu saatte.
O da yürüyemez istediğince malum iş bekler.
Puf..
:(
Özgürlük nedir sahi? Ne kadar özgürüz? Mesela ben artık istediklerimi yazamıyorum bloğuma halbuk yazmak istiyorum:( yani yürümek istesem de yürüyemiyorum:( yeğenimin geleceği adına kendi yazılarıma engel koydum. Demek bazen kendi özgürlüğümüzü kendimiz kısıtlayabiliyoruz ve hoş değil ama fedekarlık adına yapıyoruz. Kimseye hesap vermeden kimsenin özgürce yazdığından hesap sormaması özgürlük demek ki...elbette pekçok tanımı daha eklenir..sence nedir özgürlük?
YanıtlaSilÇok klişe bir açıklaması vardır ya özgürlüğün, hani özgürlük başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter.. Senin ki de o hesap olmuş.. Büyük fedakarlık yapmışsın, okumuştum o yazını..
SilBenim için özgürlük ne demek?
Yani işte istediğin zaman istediğini yapmak en basit. Tabii istediğim basit şeyler benim, yürümek istedim iş saatinde, dışarıda olmak biraz hava almak. İşte o noktada dedim ki kendine, bağlısın bağlılıkların, zorunlulukların var.
Yani zorunluluk olduğu noktada zaten özgürlük yok işte.
Senin yazılarını kaldırman da o hesap..
Daralıyorum işte bazen tutsak olmaktan, hepimizin sıkıntısı da bu, istediklerimizi istediğimizde yapamadan..
yürüyecek fırsatımız olduğunda da evde oturuyoruz :(
YanıtlaSilYok yok oturmuyoruz, gerçekten :)
SilCesaret edip önüme çıkan ilk otobüse binmek, ve tanımadığım bir yer de yürümek bende çok isterim. Sessiz, sakin, sadece önüme bakarak ve derin nefes alıp verirken yürümek kesinlikle bir terapi kıvamında
YanıtlaSilCesaret gerek ;)
Silöyle çok yağmur yağıyordu ki,ayağımı dışarı çıkaracak cesaretim yoktu.yürümek özgürlük evet ama özgürlük cesaret ister.:)
YanıtlaSilYessss
SilAynı şeyi yazdım yukarıda :)
yasemin şimdi heayyt bea! narasıyla sokaklara fırlayasım geldi,içimden,ancak cesaret edemedim canım ya!
YanıtlaSilhep böyle oluyor işte,kozanın güveni mıhlayıp kalmamızı sağlıyor!
iyi bir dürtme oldu ama!
sevgiler
Havva'cığım evet..
SilÖzgürlüklerin farkında olmak ve daha fazlasını bulmak dileğiyle diyelim...
Islanmışlığım da oldu, kaybolmuşluğum da yürürken işte hep bu serkeş gönül yüzünden.
YanıtlaSilHamiyet..
SilNe güzel öyle bir gönül sahibi olmak diyorum :)
İstanbul'da bazı bölgeler hariç, kesintisizce yürümek o kadar zor ki... Aaaahhh!
YanıtlaSilYa kaldırım bitiyor ya araba geçiyor:-/
Bu kadar kalabalıkta özgür olamıyorum ben yürüyerek:(
Beyza'cığım evet, İstanbul yayalar için oldukça zor bir şehir.
SilYürüyerek özgür olur mu bilemem ama istediğin zaman yürüyorsan özgürsün bence ;)
Tam şiir moduna giriyordum, son düzlükte giremedim. devam etsen iyi şeyler çıkacaktı sanki
YanıtlaSilo entel bir o kadar naif, azcık sevimli biraz klasik keman silüetinin altından bir halk şairi çıkacak gibi :p
Girme canım ne işin var şiir modunda.
SilÇık ordan.
Şair çıkmaz benden, çıkar da bu blog da olmaz o işler..:)
Özgürlük tanımına bayıldım, istediğine yapamaynca özgürlüğün yalan oluyor:( Bu akşam ilk kez uzun uzn yürüdüm caddede. üstelik sırf yürümek için çıktım kendi tembelliğimle vuruşarak:) ilk defa yendim onu:)
YanıtlaSilNe güzel, hep yen o tembelliği :)
Silinşallah amin :)
Silaraya yemeyi de sıkıştırdın ya, işte dedim hayatın tadını bilen yaseminim :)
YanıtlaSilhahahaha yemeksiz aslaa
Silhayal bile kuramıyorum düşün :)