2 Aralık 2014 Salı

Gönlümün 3 teli: Klasik Kemençe, #NR4 Şükür Vesilesi

Yazıp yazıp sildim şimdi, ki ben.. Hiç düzeltme bile yapmadan kendi kendime konuşan insan, konuştuğunu yazan.

Klasik kemençeyi anlatmaya çalışmak, onu paylaşmak çok zormuş.
Nereden başlasam?

Nasıl duyduğumdan, nasıl sevdiğimden ilk olarak..
Tamam karar verdim. Başlıyorum.

Her şey 1993 yılında Süper Baba'nın başlaması ve benim Yeni Türkü şarkılarına olan keşiflerimle başladı. Ben o zaman ilkokulu yeni bitirmiş, hazırlık sınıfına başlamıştım.  Süper Baba 4 sene sürdü, 90 bölümdü aşağı yukarı. Hepsini seyrettim! 1 bölümünü bile kaçırmadım ben o dizinin, nasıl bir azimle seyrettim bilmiyorum, sahneleri şarkıları hep aklımda..

Dizinin 1995'te soundtrack albümü çıktı. Çünkü o müzikler çıkmalıydı, buluşmalıydı insanlarla.. Her etkili sahnenin fonu inceden bir tel sesi, nasıl sızım sızım, nasıl güzel.. Kemandı herhalde. Hatta bilmiyorum, yani neyse neydi, 11-12 yaşımda ben enstrümanlarıyla ilgilenmiyordum ki. Benim işim gücüm, derdim tiyatroydu. Oyunculuklara bakardım, kim hangi sahnede ne kadar oynamış onunla ilgilenirdim, oyunculara hayran olurdum, alttan verilen o acıklı fon müziğinin üzerine gelen oyunculuk beni bitirirdi işte..

Yeni Türkü daha sonra 1996 yılında "Her Dem Yeni Türkü" albümünü çıkardı. Tüm hitlerini orada toplamıştı. Bende almıştım albümü ve sürekli her akşam okuldan geldiğimde dinliyordum onu. Şu an ezberimdedir her şarkısı..

Yeni Türkü ve Süper Baba'da beni çeken o ince ses, o yay, o keman neyse.. O yumuşacık sesti işte.. Yıllarca ve yıllarca sürdü benim Yeni Türkü ve şarkıları sevdam. Ne olduğunu bilemeden senelerce bilemeden...

Oldu sene 2007. Yıllar geçti, Paris'ten döndüğüm zaman Emre ile karşılaştım. Bir arkadaş ortamında diyelim :) Emre Erdal , elinde sazı o ortamda bir şeyler tıngırdattı.. İlk kez görüyor gibiydim o enstrümanı, Emre'nin kucağında kaybolmuştu, minicik, narin öyle zarif..
Birden bire "aa o ses" dedim kendime. Yani, hiç bu kadar sevip bakmamışım bile ne olduğuna, hiç düşünmemişim bile üzerine..

Benim duyduğum, yıllar önce duyduğum o güzel ses oydu, klasik kemençe idi!

Klasik Kemençe resimleri www.sedefhane.com 'dan alınmıştır..

Başlasana dedi ablam orda, sen öğrensene bunu..
Yıllar önce bana Emrah demişti, klasik kemençeye başla diye.. Bir şaşırmıştım .. Çok yakışır sana demişti...

Neydi, nasıl yakışırdı ki, bir enstrüman, hiç bir şekilde nota bilmeyen ben, nasıl çalacaktım ki, sesini sadece Yeni Türkü'den duymuşum,kulağımda hiç bir şey yok..

Aylar geçti Emre ile ilk tanışmamızdan, o güzel karşılaşmamızdan kemençe ile.. Yüksek lisans tezimin sıkıştırdığı bir zaman, Esra ile konuşurken ki o da sıkılmıştı, o da fenalıklar geçiriyordu tezden. Başlasak mı birlikte kemençeye dedik.. Esra' nın ilgiside babasından. Babası Bursa'da koro şefi. Tambur çalar, ney üfler.. Esra daha yakın bana göre klasik Türk Musıkisinin, o daha içinde..

Emre'yi bir cesaretle aramamızla başladı her şey.
6 sene geride kalırken.
Ben hala öğrenmeye çalışıyorum.

Emre Erdal, canım hocam, canım dostum! Sitesi için tık tık

4 sene Emre ile çok düzenli olmayan dersler yaptık. Yazları uzun tatiller, Emre'nin turneleri, konserleri derken temel seviyeyi aldım ondan. Canımın canı Emre! Öğrettiklerini asla asla unutamam, yaptığını asla kimse yapmaz, o güzel sazını, sanatını öğretti bize..

Sonra 2012'de biz tıkanınca. Yani olduğumuz yerde saydırmaya başlayınca, Emre'nin yoğunlukları da artınca ee haklı olarak kaçası geldi Esra ve benden :)) Bizi bırakırken Mahinur hocaya gidebileceğimizi söyledi.

Ama ondan başkası ne saçmaydı. Ondan başkası ile mümkün müydü?

Derken 1 sene ara verdim Çünkü 2012 senesinde doktoraya başlamıştım. Mümkün değildi evlilik, ev, doktora, iş, klasik kemençe.. Zaten terkedilmiştim :(. Kuzum bir sene kapalı kutusunda kalakaldı, elime bile almadım...

Bu arada tabii İncesaz girdi hayatıma, dizilerde kemençe o kadar fazla kullanılıyordu ki, Türk dizilerini sırf kemençe için izliyordum. Bıçak Sırtı, Ekmek Teknesi, aklımıza gelebilecek onlarca dizi.. Hepsinde kemençe, İncesaz, Derya Türkan tınısı vardı.. Tabii ki benim gibi oyunculuk merakı olan insanların bir de müzikle birleşince hayatı o diziler ve müzikleri vazgeçilmezi oluyordu..

Ama bu kadar.
Hala asıl müziğin içine girememiştim.
Hala temeli dinleyememiştim, makamları öğrenemedim, peşrevler, saz semaileri, fasıllar, şarkılar.. O kadar az dinliyordum ki..

2013 senesinde öğrendiklerimin kaybolma ihtimaline acıyarak, çok sevdiğim sazı başka bir emanet yürekle çalabileceğime inanarak Mahinur Hoca'nın kapısını çaldım. Artık korkmuyordum evden, evlilikten, işten, doktoradan, klasik kemençeden ve hepsini yapabilme becerimden. Hazırdım!

Şu tarih itibariyle tam 1 senedir Mahinur Hoca ile birlikteyim. Ahhhh ne tatlı bir nur  o, Mahinur Özüstün... Beni benden alıyor, hem yumuşacık hem disiplinli, hem tatlı hem sert.. Öğretiyor bana kemençesini, sazını, do'yu, si'yi en baştan neredeyse.. İlerledim, ilerliyorum...

Dinle dedi Mahinur hocam. Çok dinle dedi. Şimdi daha yeni yeni kulağımı dolduruyorum ben.. En büyük üstadları yeni yeni dinlemeye başladım. Ahhh eşek kafam, neler varmış, ben nasıl dinlememişim senelerce. Şimdi hayattan ve müzikten aldığım tat, hissettiğim renk bambaşka.. Buradan da yazalım, paylaşalım değil mi?

Tanburi Cemil Bey demirden leblebi demiş klasik kemençe için. Ben kemandan korkup başlayamamıştım üniversite yıllarımda. Şimdi 6 senemi verdiğim sazımda notaları doğru basınca ha bir de ses çıkınca seviniyorum... Mutlu oluyorum resmen.. Çünkü saz perdesiz, çünkü sadece kulağınla buluyorsun notayı.. Piyano değil bastığın tuşta ses veren. Burada eğer milimetrik yanlış basarsan kemençenin sesi bir kabus oluyor, o kabus tüm benliğini sarıyor, yanındakini yanında bırakmıyor, senin elinden atasın, etrafa kaçışasın oluyor.

O yüzden ne sen bana 6 sene mi??? diyip gözlerini devirme ne de ben sana daha fazla zorluğundan bahsedeyim, daha iyisini yapabiliyorsan yap annem, izleyelim, dinleyelim.. :)

Bu yazı uzun oldu..
Daha kemençeden bahsedecektim.
Bölelim o zaman yazıyı..
O bir dahakine kalsın..
Bu benim yolculuğum, bulunduğum nokta, durduğum an adlı çalışmam olsun...
Şimdi Mahinur hoca ile başlayacağım zamandaki korkularımı arkaya atarak, hayatın tüm zorluklarına ve engellerine rağmen kemençemi ilerletmeye çalışıyorum..

O zaman başlangıç olarak, bir iki video ve foto ile sonlandıralım..

Yeni Türkü Karanfil.. Şarkının ilk 18 saniyesi klasik kemençe.. İçinde de var tabii, ama ben tanıtım amaçlı şeetiim.. Yeni Türkü'nün tüm şarkılarında var dediğim gibi..

Süper Baba-İpek İşte burda derin derin ahh!!

Süper Baba-Çengelköy Olur Masal bu da çok temel bir kemençe sesidir benim için...

Barış Manço- Dağlar Dağlar İntro'daki sesi hepimiz bilmez miyiz? Ama onun klasik kemençe olduğunu kaç kişi bilir...

Barış Manço- Sakız Hanım ile Mahur Bey Bilir miydiniz bu denli kemençe yüklü bir parçanın olduğunu? Ben bilmezdim...

"Pamuk gibi elleriyle kemençe calardı
Eşi mahur bey önce biraz nazlanır
Sonra oda kanunuyla eşlik ederdi sakız hanıma"...

... "Önce kanun sustu eski evde
Birkaç ay sora da kemençe"...

..."Evin satılacağı söylendi bir başka gence
Gittim içeri girdiğimde eski bir koltuğun üzerinde
Boynu bükük bir kanun
Ve kanunun göğsüne yaslanmış mahsun kemençeyi gördüm
Bizi rahatsız etmeyin der gibiydiler
Kıyamadım uzaklaştım"...

Tüm bunlar en başta benim kanıma girenler.. Meğer daha neler varmış. Ama sonsuz saygı duyuyorum Yeni Türkü'ye Barış Manço'ya...Klasik Türk Musıkısi'nin en güzel enstrümanını kullanmışlar müziklerinde.. Darbuka'da kullanabilirlerdi değil mi?!

Bitti mi, bitmedi.
Daha çok şey var yazmam gereken.
:)
Sonra artık...
Özetle çok şükür klasik kemençeye, başlamama, vermeye çalıştığım emeğe, çok kıymetli hocalarıma..

21 yorum:

  1. ne güzel anlatmışsın.

    YanıtlaSil
  2. çok hoş...ama Darbuka yı niye harcadın son dakikada :D

    YanıtlaSil
  3. masal gibi anlatmışsın... keyifle çalman dileğiyle daima..
    sayende uzun zamandır dinlemediğim Sakız Hanımı da dinliycem :)
    teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Sakız Hanım ile Mahur Bey en sevdiğim şarkılardan biridir.Yasemin sen de çaldığın eserlerden birini yüklesene, dinleyelim ne güzel olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah süper :) Bende çok severim
      İnstagram'a geçenlerde Emre ile olan küçük bir eser yüklemiştim, kendi çalışımı koyacak kadar cesur ve olgun değilim henüz ;)

      Sil
  5. Sakız hanım ile Mahur bey , oldum olası severim ben onları. Hep hayalimdir Sakız hanım olmak , ben kemençe çalamam ama belki sen benim yerime olursun Sakız hanım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))
      Ah olamam herhalde, eşim kanun yerine gitar çalıyor :)

      Sil
  6. Masalsı bir aşk :) Müzik aşkı bambaşka bir aşk, dilerim her tınısına hakim olursunuz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen Hamiyet..
      Amin demek istiyorum bu güzel dileklere.. :) Çok teşekkürler..

      Sil
  7. Hemşehri miyiz yoksa?:)) Karadenizliyiz baba tarafından...bu sevgi sizde oldukça harika çalacağınıza eminim, ben de bu yaştan sonra bile olsa piyano çok isterdim ama malum çok pahalı bir enstrüman:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef karadenizli değilim. Çok güzel memleket :) klasik kemençe ile karadeniz kemençesinin sadece isim benzerliği var.
      Piyano sevgisini atlamayın ve yaşınızı unutun, çok uyguna başlayabilirsiniz fiyat olarak.. Umarım açılır kapılar..

      Sil
  8. instagramda ki kısa videonu izledim, çok hoş
    daha sık video at da dinleyelim seni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim mesajima niye cevap vermedin :(
      Tüm suçum beyaz olmam mıı

      Sil
    2. aa vermemişim hakikaten :))
      pardon pardon, okudum da kaynamış :)
      Video konusu, ya o kadar iyi değilim henüz, cesur değilim, onu Esra'cım çekmişti, fırsat olursa yine 15 saniyelik görüntülerle koyarım, bakarız, ama Emre'siz ben bir hiçim..

      Sil
  9. Yazınızı çok haz duyarak okudum dilerim istediğiniz zaman istediğiniz yerde olursunuz.

    YanıtlaSil
  10. Enstrüman öğrenmek bu yaşlara bırakılınca süreç de uzun oluyor mecburen. Hem çocuk yaşlarda daha kolay öğreniyor olmaktan, hem de hayat koşuşturmasından. Olsun varsın, renk katıyorsa hayata, uzun sürse de önemi yok. Tebrik ediyorum seni :)

    YanıtlaSil
  11. Çok güzel yaa, maşallah...
    Böyle umut, yaşama aşkı, bir şeyler yapma hevesi veren yazıları çok seviyorum.
    Müzik hayatımda neredeyse hiç yok şu aralar, halbuki ruhun gıdası değil mi? Linkini verdiğin müzikleri dinliyorum bir yandan da, içim kıpır kıpır oldu. Ve gerçekten de kim biliyor o çok sevdiğimiz seslerin klasik kemençeden çıktığını, ben bilmiyordum şahsen. Bu güzel yazı benim için hem öğretici hem de heveslendirici bir yazı oldu, çok teşekkür ederim sana Yasemin :)
    Sevgiyle ve kemençeyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Burcu, çok sevindim :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...